Bilkent Üniversitesi - TÜSİAD Bilgi Toplumu Forumu tarafından düzenlenen "İş Hayatında Blokzinciri" başlıklı konferansta blokzincir teknolojisi ile ilgili uzmanlar iş dünyası için taşıdığı potansiyeli farklı açılardan ele aldı. Toplantıda ayrıca TÜSİAD iş birliği ile Deloitte tarafından hazırlanan Blokzincir araştırmasının sonuçları da açıklandı.18 Aralık 2018
Bilkent Üniversitesi - TÜSİAD Bilgi Toplumu Forumu bugün InterContinental İstanbul, Bosphorus Salonu'nda "İş Hayatında Blokzinciri" başlıklı bir konferans düzenledi. Blokzincir teknolojisinin iş dünyasına etkilerinin ele alındığı konferansta blokzincir teknolojisinin dünyada ve Türkiye'de sektörleri ve işletmeleri nasıl etkilediği ele alınarak gelecek öngörüleri paylaşıldı.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik şunları ifade etti:
“Dijitalleşme ile üretim metotlarından iş yapma pratiklerine her alanda yaşadığımız kökten değişimi hızla deneyimliyoruz. Küresel olarak bu denli kritik bir dönemeçten geçiyorken bizim de ülke olarak bu treni kaçırmamamız gerekiyor. Her yıkıcı inovasyon için geçerli olduğu gibi, Blokzincir teknolojisinin de dışında kalmamak ve potansiyelini iyi anlamak şart. Rekabet gücümüzü korumak için, yıkıcı dönüşümü bekleyip adapte olmaya çalışmak yerine, Blokzincir teknolojisinin getirdiği yeniliği tüm boyutlarıyla kavrayarak ve kendi firmalarımız için olası etkilerini analiz ederek bir fırsata çevirmeliyiz.”
Etkinlikte aynı zamanda TÜSİAD-Deloitte iş birliğinde hazırlanan “Blokzincir Potansiyelinin Keşfi- 2018 Yılı Türkiye Blokzincir Araştırması” isimli raporu tanıtıldı.
Rapor küresel gelişmeler ışığında Türkiye'de Blokzincir teknolojisinin mevcut durumunu ortaya koyuyor. Blokzincir farkındalığını, Blokzincir teknolojisine ilişkin beklentileri, bu teknolojinin uygulama alanlarını ve önündeki engel ve riskleri analiz eden çalışmaya; başta teknoloji, finans ve enerji sektörleri olmak üzere 15'i aşkın sektörden, çoğunluğu holding ve uluslararası şirketlerden üst düzey (yüzde 68) ve orta düzey (yüzde 21) 155 çalışan katıldı. Çalışma, aynı zamanda Deloitte'un 2018 Küresel Blokzincir Anketi'nin sonuçlarıyla da karşılaştırmalı analizler sunuyor.
Deloitte Türkiye Blockchain Lideri Alper Günaydın; 2016 yılından bu yana Deloitte'un küresel ölçekte gerçekleştirdiği Blokzincir araştırmalarına bu yıl TÜSİAD iş birliği ile Türkiye'yi de dahil etmekten memnuniyet duyduklarını belirterek; “Blokzincir yeni bir teknoloji olmasının ötesinde yeni iş modellerinin uygulanabileceği farklı bir bakış açısı sunuyor. Dünyada birçok ülkede bu teknolojinin nasıl kullanılacağına dair soru işaretleri bulunuyor. Türkiye'de de Blokzincir teknolojisi hakkında yüksek farkındalık olsa da bu teknolojinin fiili operasyonlara dâhil edilmesi için atılması gereken adımlar olduğunu görüyoruz. Şirketler bu alandaki yatırımlara nereden başlayacaklarına karar vermekte zorluk çekiyorlar. Ancak şüphesiz, Blokzincir konusunda yapabilecek en kritik hata, hiçbir şey yapmamak olacaktır. Ülke olarak bu alandaki yüksek potansiyeli açığa çıkarmak için fırsatımız olduğunu ortaya koyan araştırmamızın; bölgesinde öncü somut uygulamalara rehberlik etmesini diliyoruz” dedi.
Türkiye'de, en yaygın bilinen Blokzincir uygulaması Bitcoin
Ankete katılanların büyük çoğunluğu (yüzde 90,3) Blokzincir teknolojisini daha önce duyduğunu belirtirken, yüzde 9,7'sinin bu teknolojiden haberdar olmadığı görülüyor. Araştırma sonuçları, Türkiye'de Blokzincir teknolojisi konusunda farkındalığın yüksek olduğunu ortaya koysa da, katılımcıların sadece yüzde 17,5'i bu konuda derin bilgi sahibi olduğunu düşünüyor. Diğer yandan farklı alanlarda uygulamalar sunan Blokzincir teknolojisinin Türkiye'de en yaygın bilinen uygulaması, küresel ankette de olduğu gibi, Bitcoin olarak ortaya çıkıyor.
Farklı uygulama alanlarında çeşitli etkileri olacak olan Blokzincir teknolojisinin en çok finans alanında etkisi olacağı düşünülmekte (yüzde 78,1), bunu bilgi teknolojileri (yüzde 60,9), tedarik zinciri ve lojistik(yüzde 59,4) izlemektedir. Katılımcılar Türkiye'nin bu teknolojiden küresel pazarlara göre daha az etkileneceğini düşünmektedir.
Blokzincir çalışmalarına bütçe ayıran şirketlerin oranı yüzde 26,2
Katılımcıların üçte ikisi, şirketlerinin hâlihazırda Blokzincir uygulamasını kullanmadığını belirtiyor. Şirketlerin yarısının önümüzdeki yıllarda iş süreçlerinde Blokzincir teknolojisini kullanabilmek için araştırmalar yaptığı, yüzde 11'inin de bu teknolojiyi geliştirme ve uygulama aşamasında olduğu ortaya çıkıyor.
Blokzincir inisiyatiflerine yüzde 53,6'lık oranla bilgi teknolojileri departmanları öncülük ederken şirketlerin yüzde 26'sında Blokzincir odaklı bir ekip görevlendirilmiş durumda. Blokzincir çözümlerini geliştirmek isteyen şirketlerin yaklaşık yüzde 27'si ise bu geliştirmeler için şirket içi kaynakların ve harici danışmanların bir arada çalışmasının daha verimli olacağını düşünüyor. Diğer yandan, Blokzincir teknolojisi uygulamalarının araştırılması, denenmesi ve hayata geçirilmesi için ankete katılan şirketlerin yüzde 26,2'si bütçe ayırırken, yüzde 69,2'sinin ayırmadığı görülüyor.
Türkiye'de Blokzincir uygulamalarının 5 yıl içinde etki etmesi bekleniyor
Anket sonuçlarına göre, Türkiye'deki şirketler Blokzincir uygulamalarının kısa vadeden (1 yıl) ziyade orta vadede (5 yıl) etkisi olacağına inanıyor. Henüz dünya genelinde gelişim aşamasında olan bu teknolojinin Türkiye'de şirketler tarafından fiili olarak uygulanmasının zaman alması bekleniyor.
Blokzincir uygulamaları önündeki en büyük engeller; bilgi eksikliği, uzman yetersizliği ve yasal belirsizlikler…
Katılımcılar, Blokzincir teknolojisinin uygulanabilirliğinin önündeki en önemli engel olarak bu teknolojiyi uygulamaya geçirebilecek yeterli bilgi düzeyine sahip olmamalarını gösteriyor. Diğer yandan, Blokzincir teknolojilerinin yeterince olgunlaşmamış olması, Türkiye'de bu teknolojiyi geliştirebilecek uzmanlığın yeterince bulunmaması ve yasal belirsizlikler de diğer temel engeller olarak ön plana çıkıyor. Küresel Blokzincir araştırmasında ise katılımcıların büyük kısmı yasal belirsizlikleri en önemli engel olarak görürken, uygulama ve mevcut sistemlerin dönüştürülmesindeki zorluk ve olası güvenlik tehdidi de bu engeli takip ediyor.