Beyaz altın olarak da isimlendirilen pamukta rekolte 15 yıl sonra tekrar 1 milyon ton sınırına dayandı. En son 2000 ve 2004 yılları arasında 1 milyon tona yaklaşan rekoltenin, bu yıl yine 1 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor.11 Haziran 2018
Pamukta 2000’li yılların başında düşüşe geçen ve 2009-2010 sezonunda 380 bin ton ile dibi gören rekolte, bu sene yüzleri güldürecek. Rekoltenin bu sezon 1 milyon ton sınırına dayanacağı tahmin ediliyor. Hava koşullarının olumsuz gitmemesi halinde bu yılki rekoltenin 922 bin tonla en yüksek üretimin gerçekleştirildiği 2001/2002 sezonunu aşması bekleniyor.
Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, pamuk ekimlerinin bittiğini ve 7 sene önce kritik eşik olarak planlanan 1 milyon ton rekolte hedefine bu yıl ulaşılabileceğini söyledi. Kocagöz, pamukta kat edilen yolda üretim değeri olarak başarıya ulaşıldığını, ancak pamuk arazilerinde farklı ürünlerin ekimiyle ilgili yapılan yanlış yorumların, bu başarıya engel olabileceği uyarısında bulundu. Türkiye’nin en önemli ürünlerinden olan pamukta ekimlerin tamamlandığını ifade eden Kocagöz, “Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği dolayısıyla ekim zamanı ve çıkış döneminde oluşan sürpriz yağışlar üreticilerimizi zorluyor. Ancak, uzun yıllardır vermiş olduğumuz çaba meyvelerini artık bu yıl gösterecek ve bu sayede pamuk üretiminde doğru hedefl ere yol almış olacağız. Ekim dönemi yapılan tespitlere göre, pamuk ekim alanlarımızda ilk tahminler 520 bin-540 bin hektar arasında. Eğer iyi bir üretim kliması ile hasada ulaşabilirsek, rekoltemizin 960 bin– 1 milyon ton arasında olmasını bekliyoruz. Böylece 7 yıl önce koymuş olduğumuz ilk kritik eşik hedefimiz olan 1 milyon tona ulaşmış olacağız” dedi.
Pamukta üretim değerine başarıyla ulaşıldığını, ancak bu yolda yanlış yorumlarla bunu engelleyebilecek söylemlerin oluştuğunu dile getiren Kocagöz, “Geçmişte pamuk ekiliyken daha sonra; mısır, buğday ve ayçiçeğine dönmüş ekim alanlarından tekrar pamuğa dönülen üretim sahaları için gerek bu ürünlerin alıcıları, gerekse detaylıca düşünmeden yorum yapan bazı kamu görevlileri tarihi bir yanlışı bir kez daha yapmak üzere. Tabii ki bu ürünlerin tümüne ülkemizin ihtiyacı var. Ancak, sakin ve detaylı düşünmek durumundayız. Bu ülke her yıl 1 milyon 650 bin ton pamuk tüketiyor. Son 5-6 yıldır atılan doğru adımlarla nihayet 1 milyon tonluk ilk eşik hedefe ulaşabileceğiz” ifadesini kullandı.
Rekoltenin artmasına rağmen 650-700 bin ton pamuğun ithal edilmesini gerektiğini söyleyen Kocagöz, “2 milyar dolara yakın parayı diğer ülke üreticilerine tekrar göndermek zorunda kalacağız. Üstelik, 2002 yılındaki pamuk ekim alanlarımız 721 bin hektardı. Şu an hala bu üretim alanı rakamından oldukça uzağız. Asıl pamuğun ülkemiz ekonomisine yaptığı katkının diğer ürünlerle karşılaştırılması sonrası bu yorumlar yapılmalı” diye konuştu.
Pamuk katma değeri yüksek, çok yönlü ürün
Pamuğun tekstil ürünlerine dönerek nihai ürün olarak ihracında yaratılan katma değer farkının çok açık olduğunu aktaran Kocagöz, Türkiye’nin tekstil hazır giyim ihracat fiyat ortalamasının 20 dolar olduğunu söyledi. Kocagöz, “Üreticinin elinden hasat ile çıkan kütlü pamuğun ortalama fiyatı 0.72 dolar. Yani tarladan ihracata kadar giden yolda 2-3 milyon vatandaşımıza istihdam sağlarken, diğer taraftan tam 30 kat katma değer yaratan bir üründen bahsediyoruz” dedi.
Kocagöz, pamuğun çekirdeği ile bir gıda ve yem hammaddesi olarak, katma değerinin sadece tekstil ve istihdamla da sınırlı kalmadığını ifade ederek, “Ülkemizde bu özelliği sayesinde yağ ve yem hammaddesi açığımıza da önemli bir katkı sağlıyor. Ayrıca, pamuğa verilen destekler değerlendirilirken; bahsedilen bu diğer alternatif ürünlere konmuş olan ithalattaki gümrük vergilerinin de koruma yarattığı toplam fon miktarının hesaplanması ve öyle karşılaştırma yapılması daha adil olacak” şeklinde konuştu.