“İhracat ve Mersin” konulu panelde, global ekonomi ve Mersin'in ihracat potansiyeli masaya yatırıldı.02 Nisan 2018
Akdeniz Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) tarafından organize edilen ‘İhracat ve Mersin' panelinde global ekonomi ve politik durum açısından ihracatın bulunduğu nokta ile Mersin ve bölge için ekonomik olarak öne çıkan konular masaya yatırıldı. Türkiye'nin lojistik master planı olmamasının büyük sıkıntıları beraberinde getirdiğini savunan AKAMİB Başkanı Bülent Aymen, bir diğer önemli sorunun da gümrüklerdeki altyapı eksikliği olduğunu ifade etti.
Sektör olarak hammadde fiyatlarının yüksekliğinden yakındıklarının altını çizen Aymen, “Hammaddeyi bölge müdürlüklerinden temin ediyoruz. Özellikle tomruğu dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihracat kaydıyla alıyoruz. Tahsisli fiyatlarla verilmiyor. Üretim maliyetimiz artınca lojistik avantajımız olan yakın ülkelere girmekte bile zorlanıyoruz. Finlandiya gibi birçok uzak ülkeden buraya satış yapılıyor, ama biz mücadele edemiyoruz” diye konuştu.
Mobilyada KDV oranının düşürülmesinin de önemli olduğunu savunan Aymen, “2008 dünya krizi sonrası sektör ihracatta ciddi sorun yaşadı. Bölge ihracatçımızın yakın olduğu pazarlarda siyasi sorunlar yaşandığı için ihracatımızda büyük düşüş oldu ama, mobilyadaki KDV'nin yüzde 18'den 8'e düşmesiyle hem sektör canlandı hem merdivenaltı üretimle mücadele oldu. Maliyenin kaybettiği bir şey olmadı. Bir sonraki sene yine %18'e yükseldi. En azından %10'a sabitlensin istiyoruz, yoksa sektör ciddi manada tıkanacak” diye konuştu.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan ise, lojistiğin, bir şirketin kar elde edebilmesinde büyük önem taşıdığını belirterek, “Doğru bir lojistik kurgu oluşmazsa, nakliye maliyetleri şirketi zarara sokabilir” dedi. İpekyolu ile buğdayın Kazakistan'dan Mersin'e kadar çok daha uygun fiyatlarla geldiğini anlatan Arslan, “Çünkü yeni lojistik yollar buldular. Türkiye tarım hasılasında Avrupa'da bir numara. Ancak su fakiri bir ülkeyiz ve üretim yapılanmamızı bunu göz önünde bulundurarak yapmalıyız. Teşvikleri suya fazla ihtiyaç duymayan ürünlere verebiliriz ya da sulamaya uygun alanlarda sulu tarım gerektiren ürünleri desteklemeliyiz” dedi.