Eskişehir tarımında kapalı sulama sistemi yaygınlaştırılıyor. Sulama Birliği üyesi çiftçi sayısı 2 binden 5 bine, sulanan alan 130 bin dekardan 169 bin dekara yükselecek.03 Şubat 2017
Eskişehir'deki tarımsal alanların kapalı sulama sistemiyle sulanmasına ilişkin projeye 400 milyon TL'lik yatırım yapılacak. DSİ tarafından proje çalışmaları yürütülen ve iki ay içinde tamamlanacak projenin önce DPT, ardından Maliye Bakanlığı'nca onaylanmasından sonra 4 yıl içinde tamamlanarak hizmete alınması planlanıyor.
Eskişehir kamuoyunda sık sık tartışmalara neden olan, yüzeyden geçmesi nedeniyle boğulma vakaları, imar sorunları, çevre ve görüntü kirliliği yarattığına ilişkin iddiaların ortaya atıldığı, 1958 yılında işletmeye alınan DSİ'ye ait iki sulama kanalının borular yoluyla kapalı sisteme alınması ile damlama sulama ile bölge çiftçisinin katma değeri yüksek ürünlere yönelmesi ve ürün veriminin yüzde 100 oranında artması bekleniyor.
Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı ve Eskişehir Sulama Birliği Müdürü Özer Ülker, Porsuk Barajı'ndan itibaren 91 ve 38 km'lik iki ana sulama kanalı bulunduğunu belirterek, kapalı sisteme geçildiğinde bu uzunluğun 57 km'ye düşeceğini ifade etti. 1996 yılında Eskişehir Sulama Birliği tarafından devralınan kanalların çeşitli tartışmalara neden olduğunu vurgulayan Ülker, "Bu kanallar kapalı sulama sistemiyle yer altına alındığında mevcut 2 bin Sulama Birliği üyesi çiftçinin faydalandığı hizmetten yararlanan çiftçi sayısı 5 bine yükselecek. 130 bin dekar sulanırken, yeni sistemle sulanan tarımsal alan 169 bin dekara yükselecek. Bu sistemle küçük alanlara ekim yapan çiftçiye de ulaşacağız" dedi.
Seracılıkta ekilebilir alan artacak
Kapalı sistem sulamaya geçildiğinde çiftçinin daha karlı ürünlerin ekimine yöneleceğini kaydeden Ülker, "Eskişehir'de hububat ekilir, geliri mazota, gübreye gider, çiftçi borcunu öder. Kar yapmaktan ziyade çarkı döndürmeye çalışır. Ama bu sistemle çiftçi domates, patlıcan, biber, salatalık gibi ürünler ekmeye başlayacak ve geliri artacaktır. Bir başka avantajı tarıma dayalı sanayinin önünü açmasıdır. Sanayi sektörünün kullanabileceği ürünler büyük alanlarda ekilebilir hale gelecektir. Bir başka avantajı da Eskişehir'de gelişmekte olan seracılığın daha da artması olacaktır. Örtü altı tarım faaliyetlerinde hem ürün çeşitliliği, hem de ekilebilir alan sayısının artacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Alpu ovasında tarla bedelleri yüzde 300 artacak
Çiftçinin en önemli giderinin enerji olduğunu dile getiren Ülker, "Hayati öneme sahip sulama mazot ya da elektrik yoluyla yapıldığı için maliyetler yüksektir, bu sistemle enerji bedeli ödemeden yağmurlama ve damlama ile sulama yapılacak ve enerji gideri sıfıra inecek. Sulama, boruların geçtiği tüm yerlerde aynı basınçla sağlanabilecek. Yeni sistemle tarımsal ilaç kullanımı azalacak. Ürünlerdeki pas ortadan kalkacak, ürüne ihtiyacından fazla su verilmediği için otlanma, tuzluluk, bitki stresi ve verim kaybı olmayacaktır. Salma su ile ile ürün sulamada 1 kg ürün alıyorsanız, damlama sulama ile 2 kg alırsınız. Her üründe bu geçerlidir, verimi iki katına çıkarır. Kapalı sulamanın yapılacağı Alpu ovasında tarla bedelleri dekar başına ortalama 8 bin TL iken bu rakam yüzde 300 oranında artacaktır" dedi.